15 Şubat 2016 Pazartesi

Şimdi o elindeki gülü yere bırak ve sakin ol...

14 Şubat Sevgililer günü! Kimileri için özel, sevgisini gösterebileceği, kendini özel hissedeceği, hediye alışverişinde bulunacağı, kutlamayla özel bir gün geçireceği yegâne gün. Benim nazarımdaysa tüketim toplumu çılgınlığının bir ürünü. Özel hissetmek, özel planlar yapmayı bir güne sığdırmayı doğru bulmuyorum. Tamam hepimiz özel şeyleri sürprizleri seviyoruz ama bunu görev gibi bir güne sığdırmaya gerek yok. Normal bir zamanda, kendiliğinden, dolaşırken karşılaşıp sevgilinize çok yakışacağını düşünerek aldığınız t-shirt çok daha değerli. Hem ne demişler, "sevgilisi olana her gün bayram"

14 Şubat'ın simgelerinden biriyse; gül. Arkadaşlar, n'olur şu gül alma işini bırakın.  Gül almaktan çok hoşlanan bir kadın güruhu bulunsa da, bunu 14 Şubat'ta yapmayın lütfen ya. Yaratıcılıktan uzak bir hediye bi' kere. Üzerine düşünülmemiş, klişeleşmiş...Ben çocukken babamın restoranda otururken gelen gülcüden elindeki bütün gülleri bile satın aldığı olmuştu. Annemin hoşuna gitti elbette ama bunu özel bir günde bir görev, tamamlanması gereken bir misyon olarak görüp alsa pek de havalara uçacağını sanmıyorum. Benzer bir şekilde bütün gülleri bana alan arkadaşım da olmuştu -gerçekten arkadaşımdı- Hoşuma gitmediğini de söyleyemeyeceğim ama 14 Şubat-gül tamamlamasından lütfen kurtulun artık. Ha söylemeden geçemeyeceğim gerçekten 14 Şubat'ta hediye ile sevgilinize koşmaktansa, özel olmayan herhangi bir günde alınmış ufacık bir şey çok daha değerli ve özel.  "Şimdi elindeki o gülü yere bırak ve ellerini başının arkasına koy"

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder