Evlenir ve şiddete mağruz kalırsam da kesin bu işte benim parmağım vardır. Ya erkeğime iyi bakamamışımdır, ya da onu memnun edememişimdir. Kadın kısmı çok konuşmaz, oturur erkeğini mutlu etmeye çabalar sonuçta. Büyüklerimi tenzih ederim ama babaanneler de aynı öğütleri vermez miydi eskiden?
İşte bütün bu olanlar yüzünden kim bilir kaç kadın evliliğinde şiddete mağruz kaldığı hâlde bırakıp gidemiyor. Ya maddi gücünü eline alamadığı için "bir başıma ne yaparım?" kaygısından kurtulamıyor, ya da korkuyor. Sanki beraber olduğu adamın yanında çok huzurluymuş gibi...Onların da zor durumunu anlamak lazım, zira erkek egemen toplum olarak nitelendirebileceğimiz Türkiye'de durum pek iç açıcı değil. Kadının kendi başına karar almak istemesi bile cinayete yol açabiliyor. Boşanmak istedi, öldürdüm... Bu kadar basit(!)
Türkiye'deki kadın cinayetleri göz önüne alındığında Ayşe teyze, Fatma ablaların yanında 21 Ocak'ta ceseti bulunan ABD'li Sarai Sierra ile 2008 yılında gelinlikle yola çıkıp Gebze'de tecavüze uğrayıp öldürülen Pippa Bacca'yı anımsıyorum. İçim acıyor, gerçekten. Nasıl bir toplumuz ki insanların hâlâ temiz ve güvenilir olduğunu ispatlamaya çalışan barış elçisi bir kadını katledebiliyoruz? Katliam çünkü bu bence. Çok üzgünüm, çok...Benzer şaşkınlığımı 2009 yılındaki Münevver Karabulut cinayetinden sonra yaşamıştım. Birçoğunuz hatırlarsınız, Facebook'ta Cem Garipoğlu adına sayfalar açılmış, birçok GENÇ bu platform altında buluşmuştu. Bazı okuduğum yorumlar o kadar dehşete düşürmüştü ki beni, nasıl bir toplum içerisinde yaşadığımı sorgulamıştım. Münevver'in bu sonucu kendi hazırladığını, bunu hak ettiğini bile yazabilen hemcinslerim olmuştu. İnanılır gibi değil...
Türkiye'deki kadın cinayetleri göz önüne alındığında Ayşe teyze, Fatma ablaların yanında 21 Ocak'ta ceseti bulunan ABD'li Sarai Sierra ile 2008 yılında gelinlikle yola çıkıp Gebze'de tecavüze uğrayıp öldürülen Pippa Bacca'yı anımsıyorum. İçim acıyor, gerçekten. Nasıl bir toplumuz ki insanların hâlâ temiz ve güvenilir olduğunu ispatlamaya çalışan barış elçisi bir kadını katledebiliyoruz? Katliam çünkü bu bence. Çok üzgünüm, çok...Benzer şaşkınlığımı 2009 yılındaki Münevver Karabulut cinayetinden sonra yaşamıştım. Birçoğunuz hatırlarsınız, Facebook'ta Cem Garipoğlu adına sayfalar açılmış, birçok GENÇ bu platform altında buluşmuştu. Bazı okuduğum yorumlar o kadar dehşete düşürmüştü ki beni, nasıl bir toplum içerisinde yaşadığımı sorgulamıştım. Münevver'in bu sonucu kendi hazırladığını, bunu hak ettiğini bile yazabilen hemcinslerim olmuştu. İnanılır gibi değil...
En çok da üzüldüğüm ne biliyor musunuz? Türk toplumu olarak artık hiçbir şeye şaşırmaz hâle geldik, işte asıl sorun da bu...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder