30 Mayıs 2014 Cuma

Ben Sizin Nereden "Sen" iniz oluyorum?

Dün Ece Temelkuran Twitter'da yeni tanışılan insana "siz" diye hitap edilmesi gerektiği konusunun ilkokul müfredatına eklenmesi üzerine bir öneride bulundu. Haklıydı ancak görgü kuralları öncelikle ailede öğreniliyor. Ben büyüklere, yeni tanışılan insanlara "siz" şeklinde hitap edilmesi gerektiğini ailemden öğrendim, okuldan değil. Ha okullarda da öğretilse fena mı olur? Olmaz tabii.

Henüz 8-9 yaşlarındaydım. Babamın Genel Müdürlük yaptığı şirkete giderdim bazen. Sekreteriyle oturur, ona yardım eder, telefon bağlama işini ben yapabilir miyim diye sorar, heves ederdim. Yine şirkette olduğum günlerden birinde, aynı şirkette yer alan başka bir müdürün sekreterinin yanındaydım. Patronuna "sen" diye hitap ettiğini duydum. Tavrı, henüz küçücük bir kız olan benim bile "laubali" olarak adlandırabileceğim şekildeydi. Şaşırmıştım, zira ben büyüklerime, o zamanın hesabıyla 10-15 sene sonra çalışacağım iş yerindeki üstlerime "siz" diye hitap edilmesi gerektiğini çoktan öğrenmiştim. Belki bugünlerde çok bilmiş olarak adlandırılabilecek bir çocuk edasıyla, "Öznur abla, neden "sen" diye hitap ediyorsun ki patronuna, ona "siz" demen gerekmez mi?" diye sormuştum. Gülüp geçmiş, şimdilerde akılda yer etmeyecek bir cevap vermişti.

Görgü gerçekten de ailede öğreniliyor. "Sen" şeklinde hitap etmek belli bir samimiyeti gerektiriyor. Aynı yaşta olduğun, hatta kendinden daha küçük olan insanlara bile yeri geliyor "siz" diyorsun. Bu o kişi senden daha yüksekte olduğu için değil, saygıdan, korumak istediğin ya da olması gereken mesafeden kaynaklanıyor. "Siz" sadece çoğul kişi zamiri değildir, kullanın onu.

(Başlık Murathan Mungan'ın "Ben Sizin Nereden 'Sen'iniz Oluyorum?" yazısından alıntıdır.)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder