Necati Şaşmaz konuşmasının tam metni:
Ben bu konulardaki hassasiyetlerimi, düşüncelerimi, fikirlerimi, hissettiklerimi sayın başbakanımla paylaşmak,ona aktarmak istedim. Aslında ben suskunluğumu koruyan, yaklaşık 10 gün süresince suskunluğumu korudum. Olanları izlemek istedim. Gözlemlemek istedim. Fevri çıkışlar da yapabilirdim elbette ki. Ama neler olduğunu bilmek için bekledim. O günden bugüne çok güzel gelişmeler oldu. Sorularımın cevaplarını ancak bugün alabildim.
O dönemde benim gezi parkı'na gittiğime dair bir haber yayınlandı. Bunu ben sizler gibi habersizce okudum gazetelerden. Ben bunu yapmadım. Dolayısıyla oradaki arkadaşların beni taraf etmeye çalışması hiç hoşuma gitmedi. Bu bir mahalle baskısı gibi geldi. Medyanın yapmaya çalıştığı buydu. O baskıdan esiri olmak istemedim. Bu, insanları zoraki taraf olmaya itmemeli bence.
Ve şu andaki düştüğümüz durumda, maalesef tüm dünya gözünde üzücü. Hepimiz için çok üzücü. Çünkü türkiye bunu haketmiyor. Beni yurt dışından birçok dostum, arkadaşım aradı. Bunlar, yabancı olanlar da var içinde. "eler oluyor türkiye'de" dedim. ,buradan sizin vesilenizle bunlara cevap vermiş olayım. Türkiye emin, türk milleti emin ve emin olmaya devam edecek. Bize güveninizi asla azaltmayın.
Biz demokratik söylemlerimizi, özgürlük söylemlerimizi sadece söylemlerimizde değil, keşke görselde de dünyaya verebilsek. Maalesef dünya öyle görmüyor arkadaşlar. Keşke öyle görülebilsek. Evet, elbette ki bizim demokratik hakkımız.
Elbette ki güzel şeyler olsun istiyoruz. İnşallah olur da. Bu yakınlaşmalar, uzlaşım, bulunan ortak dil.. Bizim akademisyenleri, sosyologlara, bilim adamlarına, düşünce adamlarına ihtiyacımız var ki bize bugünü anlatabilsinler. Bugün n'oldu? Geceden gündüze değil de, bugünden yarına değil de çok acil olarak değil ama çabuk çabuk yapılması gerekiyor. Acil değil ama çabuk çabuk yapılması gerekiyor. Bizlere sunulması gerekiyor. Çünkü onlar bizim tabirle biz gece karanlığındaki kedi gözleri gibi onları izlememiz gerekiyor. Ama o gözler de ancak bizim ışığımızla görülebilen bir şey. O gördüklerimiz de o sarı olan o kedi gözleri bize yol gösterici.
Yani bizim bu sosyologlarımız, toplumsal araştırma yapan insanlar bize bu yolu gösterirlerse biz de ışık yani o da benim algıladığım benim düşüncem ışıkta bizim doğru anlayışımız olsa gerek. Yalnız sosyolog ve akademisyen büyüklerimizden, yol göstericilerimizden tek isteyebileceğim tarafsız olmaları. Çünkü bizim çok ihtiyacımız var. Bu milletin çok ihtiyacı var.
İnanıyorum ki biz de doğru anlamaya, doğru dinlemeye başlayacağız ve hiçbir zaman bize gösterilen o doğru yoldan, aydınlanmış olan yoldan, o bütün tarafsız sosyologlarımızın bize göstermiş olduğu bu yolda ilerlemeye devam edeceğiz. İnşallah biz sağlam bir yere varacağız. O hedefimizi de onlar belirleyecek, hep beraber belirleyeceğiz.
Benim söyleyeceklerim; birbirimizi Allah için sevelim. Hiçbir şey bulamadıysak, birbirimizi bütün için sevelim. Tahammül denilen şey bu. Yani ona yüklediğimiz şey çok farklı. Yolda gelirken ben okudum. Sabır kelimesi çok güzel ama tahammülde bir yük taşıma durumu var. Bunun rızayla taşıyorsunuz. Bu rıza da üstüne sizin beğenmediğiniz, sevmediğiniz bir şeyi de yine kendi çıkarınız için taşımak.işte buna tahammül deniyor. İnşallah hepimize allah tahammül versin, tahammülümüzü arttırsın. Bana göre bu ülkeye nazar değmiştir. Dua okuyalım. İnşallah bu üzerimizden gitsin. Çünkü hiç kimse istemez bu ülkenin kötü duruma düşmesini, çünkü bu gemide hepimiz varız. Batarsak hepimiz batarız. Güzel şeyler olmakta. İnşallah bunlar da geçecek inşallah diyelim."
Hayatımda bu kadar gereksiz bir konuşma, bu kadar Türkçe katliamında bulunan bir konuşma için deşifre yaptığımı hatırlamıyorum. Oldukça tahammül seviyesini zorlayan bir deneyimdi açıkcası.
Acaba hükümet bu nazar tespitinden sonra kurşun döktürme yoluna gider mi? Necati Şaşmaz'dan ricam, eğer biber gazı için de bi koca karı ilacı varsa söylesin bi sevabına.